Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan 12, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İçimizde Yeşerip Dışımızda Büyüyor

Görünmeden üreyen bu tohumu kim ekmiş? İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Yıllardır vehim denen o korkular gerçekmiş, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Akla hayale gelmez, endişeli akışlar, Gökyüzü kadar uzak, umutlara takışlar, Düşsel yalnızlıklara, çözüm diye bakışlar, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Tutkular kanamasın, karanlığı aklayın, Hayatın harman yeri kalbler, iyi saklayın, Her hücremizi saran kuşkuyu yasaklayın, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Omuzlarımız düşmüş, bekledik hakk rızası, Mükâfat başkasına, bize düştü cezası, Pısırık gölgemizin işkencesi, ezası, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Uzayan sözcüklere soluğumuz yetişmez, Kaç boyut öfke varsa sivriltmeyen çatışmaz, Kendisiyle yüzleşme; yaşanmadan yatışmaz, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Yalancı gülücükler samimiyetsiz, serin, Sahibi başkasıymış, bildiğimiz her yerin, Er geç bir başkaldırı olacak kutsal, derin, İçimizde yeşerip, dışımızda büyüyor. Özcan İşler

Bitmez Yaşadıkca Bu Hikayemiz

Şehire, karanlık tül tül inerken, Sırlara bürünüp elvada derken, Şen şakrak edayla çekip giderken, Belkisiz, gülüşün son görüşümdü.. Uzaktan uzağa, buluştu gözler, Düğümlendi kaldı dillerde sözler, Hülyalar perişan sarardı yüzler, O günden silinmez, çok izler kaldı. Yalan düşlerine benide kattın, Özlemle büyüyen, dertlere attın, Kavşak noktasında bir pula sattın, Yolları şaşırdın yine, bahtsızım. Kendine, itiraf ettim özümde, Vefasız olmadım hiç bir sözümde, İki soluk ışık, kaldı gözümde, Ağıtlar yakmakla meşgulüm şimdi. Ayrılık bir ömür, kabusum oldu, Açtığın her yara yerini buldu, Baharla gönlüme çiçek mi doldu? Kor düşürdün gittin, sinem yanıyor. İzinsiz girdiğin gönül bağımda, Talancılık ettin en toy çağımda, Kar yağdı sayende umut dağımda, Sen gözyaşı dökmez, yalancıymışsın. Yine akşam oldu, güneş batıyor, Yıldızlı gökyüzü, hayal satıyor, Gecenin koynunda bin dert yatıyor, Sükut, demir atmış; geçmişlerdeyiz. Zor günlerde sevda pek çetin olur, Sevgin derin derin ayrılık, solur, Şu

Kayıp Aranıyor

Ruhundan ayrılmış kemik, et, deri, Kayıp aranıyor; hakiki insan. Ya Cehennem, veya Cennet ederi, Kayıp aranıyor; hakiki insan... Temâşâ ederken biraz görünmüş, Tefekküre dalıp tüle bürünmüş, “Yükselecek” derken yerde sürünmüş, Kayıp aranıyor; hakiki insan... Zevkleri peşinden koşarak gitmiş, Saray bahçesinden aşarak gitmiş, Maişet derdine düşerek gitmiş, Kayıp aranıyor; hakiki insan... Şuursuz sellerde gemi çürütmüş, “Mânâ fail” diye fikir yürütmüş, Bilgiye görgüye ayak sürütmüş, Kayıp aranıyor; hakiki insan... Tekrar serüvene atılabilir, Diyar-ı ahire katılabilir, Hakk’ın pazarında satılabilir, Kayıp aranıyor; hakiki insan... Özcan İşler