Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 27, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yirmi Küsürlü Yaşlar

Her fikrin, ayrı ayrı doktrin olduğu yıllar, Masum sessiz milleti saflara ayıranlar, Devlete başkaldıran asiler çetesini, Düşünce özğürlüğü, adına savundular. Kozasına çekilmiş insanlar sağda, solda, Ruhum sığmaz olurdu bazen beden zırhına, Beynim düşüncelerin arenasına döner, Fikirler vuruşurdu kıyasıya kafamda. Yolarına baş koyup, savunduğum değerler, Tavizsiz inançlarım, hedefti birer birer, Gölgem kurşunlanırken, aldırmadım yürüdüm, Ülküm müreffeh ülke, başı dik gülen yüzler. Yaşanmış geçmiş yıllar, çok acı çektirdiler, Hayatı öğrettiler, dostluğu öğrettiler, Her şeyin bedlini kat kat ödetseler de, Hayattan acı, tatlı tecrübeler verdiler. İdeallerim sevdam. Platonik aşklarım, O günlerin ardından, olmadı hiç ahlarım, Gençliğin ateşiyle sonunu düşünmeyen, Karanlık bir tablonun, yarınsız adamıydım. İnsanları hep sevdim, insanlara inandım, Yanmadım, yakınmadım, pişmanlık da duymadım, Kanımın kaynadığı, yirmi küsürlü yaşlar, İyi ki deli dolu gönlümce yaşamışım. Gelendost

Umutsuzluk da Umut

Beni terkedip gittin, çok mutsuzum sevdiğim, Unutursun gidersin, hiç şüphesiz bilirim. Ben'se seni sevmişim, ömür boyu severim, Desen dönmeyeceğim, yinede hep beklerim. Bizim şiirimizden, ezgiler bestelerim, Boynu bükük söyleken, gözyaşları dökerim. Sen esip duran rüzgâr, ben dalda bir gazelim, Şiddetin her gün artar, toprağa düşeceğim. Herkesin bir yâri var, benimse anım, sevgim, Herkesin neşesi var, benim yalnız dertlerim. Umutsuzlukta umut aramakmış kaderim. Umutsuzluk da umut hiç umutsuz değilim. Özcan İşler

Ne Oldu Bize?

Şanlı geçmişiyle göz kamaştıran, Bir millet kaybetmiş, öz cevherini. Gidiyor ardına dönüp, bakmadan, Utanmış kendinden, kaçıyor sanki. Beşer çılgınlığı, pek yaman sarmış, Boğulmak üzere, azgın bir selde, Acı, tatlı mazi geride kalmış, Mâhmurluk içinde günler geçmekte. Herkeste bir zaaf, bir uyuşukluk, Gözlerde, gerçeği göstermez perde, İliğe, kemiğe işlemiş kulluk, O kendine güven, irade nerde? Yalan beşiğinde tatlı ninniler, Dinleye dinleye yetişen nesil; Ölüm uykusuna yatmış gibiler, Bu gidiş hiç hayra alamet değil. Susmayın, söyleyin ne oldu bize? Kardeşler konuşun, gizli kalmasın. Mezarlığa gelip tüm ceddimize, Lânet okuyanlar haklı olmasın.. Özcan İşler

Ruhu Işıksız İnsan

Hamlesiz, fikir iman keşmekeşi içinde, Düşünce hayatının suikastine kurban, Mevhumlar kullanılır bir anarşi içinde, Kafası alt üst olmuş ruhu ışıksız insan. Tarihin en çileli, fakat soylu milleti, Allah'ı tanımayan, rahmetle anılır mı? Göklerle kucaklaşır, Kevser medeniyeti, Yaratılan yanılır, Yaratan yanılır mı? Özcan İşler 2006-Eğirdir

Dinletemedim

Dertlerini kendi derdim bilirdim, Ben bir çift sözümü dinletemedim. İstemedim, istetmedim hep verdim, Dost, bir çift sözümü dinletemedim. Gizliden gizliye varmış rekabet, Güvendim inandım acı, rehavet, Zor günlerde koştum ettim refâkat, Dost, bir çift sözümü dinletemedim. Herkesin derdine ortak olurdum, Dostlarım üzülse ben kahrolurdum, Çare arar, çözüm arar bulurdum, Dost, bir çift sözümü dinletemedim. Özcan İşler

Neden Açlık Çekeriz?

Sen benden çok iyi bilirsin tokluğu, Ben de senden daha iyi bilirim yokluğu. Sen aç kalmadın, açık kalmadın, İkinci el üçüncü el defter kitap almadın. İkimizin çok ayrı alnımızın yazısı Aç karnına yattığım akşamların ardından Çaresiz, çok sabahları bekledim Sabıra umut, umuda sabır ekledim Sen bilmezsin ayan beyan bilen var Mutluluğun da bile az çok benim hakkım var Kalbim kuşatılmış şehir Ben hayata, hayat bana bilenir Direnirim, düşmem beklenir Günden güne çadırlar eklenir Acımasız saldırılar sıklaşır Mogol askeri gibi dertler, dertlere eklenir Ak yüreğim pekleşir mi pekleşir Kalbim kuşatılmış şehir, Her yaşadığım gün ayrı bir zehir... Ortak gelecek adına güzel günler düşlerken Yabanlar geliverir, ıraklıklar giriverir Soğuk soğuk kara yılan gibi araya Eser karayel cemre düşmez gönlüme. Birileri ekmeğimi dişlerken Seyredersen uzaklardan el gibi Rahat huzur yok bu bahtı karaya.. Şu yüreğim tıkır tıkır işlerken... Mutluluğun zerresi yok, umut yok Ben kendimi kandırıp gönlümü eylemişim E

Şaşarım

Şaşarım Fitne ateşine, bol odun çeker, Bir de saygı bekler benden şaşarım. Kanayan yaraya tuz, biber eker, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... Bazen bölücüyle, düşer bir yola, Bazen tefeciyle, düşer bol bola, Bazen işgalciyle girer kol kola, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... Makamı, mevkisi, ünvanı vardır, Göz, gözlük arası ufku pek dardır, Tüccar alır, satar.. Hedefi kârdır, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... İki gözü görmez, amma bir yana, Kafası ve gönlü işgal her yana, Erbab-ı çanaktır, tutar bir yana, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... Adı aydın, fakat bir tek mum yakmaz, Ab-ı derya olsa ülkeme akmaz, Halkına yabancı çok hacıyatmaz, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... Yüceltmeyen mantık, bozuk bir denge, Kara, kızıl, mavi girer her renge, Kutsal değerlerle tutuşur cenge, Bir de Benden Saygı Bekler Şaşarım... Özcan İşler

IRAK'DA

İnsanlık tutuklu, işkence serbest Yıllar zulüm ile geçti Irak’da Saklı yok gizli yok bak herşey derbest Cihan sağırlığı, seçti Irak’da... Umuda adanmış ak kundaklara Öldürmeden mezar açtı haklara Ninniler söyletip hak dudaklara Emperyalizm kefen biçti Irak’da. Antik Babil ile olamaz derdi Bahane üretip yayını gerdi Saddamı kışkırtıp murada erdi Tam özgürlük çiçek açtı Irak’da. Adaleti rehber etmez vicdana Öfkeyi, hiddeti yığdı bir yana Ak kara ayrıldı çıktı meydana Bombalarla sevgi saçtı Irak’da. Dünyayı kaale almadı bile Çıkar için mübah imiş her hile Sebatla yürüyüp vardı menzile Kardeş şerden korktu kaçtı Irak’da. İşgalcinin hazır atı pusatı Hayal edemezler zevki, rahatı Petrol sermayenin ab-ı hayatı Payına düşenden içti Irak’da. Iraklı görmeden bin bir rengini Zafere çevirdi uzlet cengini Arayanlar buldu amma engini Bebeler vakitsiz uçtu Irak’da. Rüyayı gerçeğe bağlamak ırak Uyanıp, bu hale ağlamak ırak Şerefli barışı sağlamak ırak Coniler kendinden geçti Irak’da. Özcan İşler